ARŞİV
Kardeşlik Hukuku ve İnsanlık Onuru Çerçevesinde Sorumluluklarımız
Hep birlikte, yaşadığımız güne ve çağa tanıklık ediyoruz. Bu tanıklığın hem bireysel hem de kurumsal olarak üzerimize yüklediği sorumluluklar da her geçen gün hızla artıyor.
Son günlerde birdenbire artan, artırılan terör olaylarında patlayan bombalar, sivil vatandaşlarımıza hatta kızlarımıza, çocuklarımıza sıkılan kurşunlar, yüreğimizde patlıyor. İnsaf ve iz’ an sahibi olan herkes tarafından, bu gelişmelerin iğrenç bir oyunun parçası olduğu çok iyi biliniyor.
Özellikle bizim de içinde bulunduğumuz Akdeniz havzası, Ortadoğu ve komşu coğrafyamız Afrika’da tarihi günlerin yaşandığı, eksenlerin yerinden oynadığı, bölgenin geleceği ile ilgili planların, hamlelerin, ince ayarların yeniden gözden geçirildiği ve bizim tarih sahnesinde yeniden rol almaya, önemli adımlar atmaya başladığımız bu kritik süreçte; yerli yada yabancı olması hiç fark etmez, birileri istedi diye, kardeşliğimizden, dostluğumuzdan, gönüldaşlığımızdan vazgeçecek değiliz. Aksine, bütün temel sorunlarımızın, kardeşlik hukuku çerçevesinde, bütün hak ve özgürlüklerin bütün vatandaşlarımıza adil bir şekilde dağıtılmasını sağlamakla çözüme kavuşacağını Van ilimizde yaptığımız son İl Başkanları Toplantısında bir kez daha yüksek sesle dile getirdik.
Aynı kardeşlik hukuku çerçevesinde asla kayıtsız kalamayacağımız bir diğer önemli gelişme ise; toprakları “beyaz adam” tarafından asırlardır insafsızca sömürülen, Amerikalı ve Avrupalının kölesi telakki edilen Afrikalı “siyah adam”ın, bütün insanlık âlemine yönelik imdat çığlığı idi. Bu çığlığı duyan, hisseden, yaralanan ve oradaki “kardeşim açsa tok yatmamın vebali vardır” diyen Memur–Sen Camiası’nın, bütün iftar programlarını iptal ederek başlattığı yardım kampanyaları, çok anlamlı ve duygu yüklüydü.
Konfederasyonumuzu temsilen gittiğim Kenya, Somali ve özellikle açlık ve hastalıktan ölümlerin sıradanlaştığı Daadab kampı’nda dünyanın, insanlığın ilgisizliğinin yanı sıra, orada da açlık ve ölüm üzerinden planların yürütüldüğünü gördük ve yine bize ne kadar büyük sorumlulukların düştüğünü bir kez daha idrak ettik.
Dünyanın bir kısmı insanlığını unutsa da, inancımızın bize yüklediği ruhla daima mazlumun ve mağdurun tarafında olduğumuzu, onları asla unutmadığımızı, hep yanlarında olacağımızı ve onları Afrika semalarına hakim olan akbabalara yem etmeyeceğimizi bu vesileyle ifade ettik.
Öteden beri, Sivil Toplum Kuruluşlarının, siyasi partilerin, meclisin tartışma konuları arasında ilk sırayı alan “Yeni Anayasa” ile ilgili olarak yaz aylarında yaptırdığımız geniş kapsamlı anket ve “Sahadan Yeni Anayasaya” panelinden sonra, 22-23 Ekim’ de Ankara’ da yapmayı planladığımız Uluslar arası Anayasa Kongresi ile ilgili çalışmalarımız da devam ediyor.
Kısacası, güne ve çağa tanıklığımızın her birimizin üzerine yüklediği sorumluluk, her geçen gün biraz daha artıyor.
(Memur-Sen Gazetesi'nin 2011/17.Sayısı'nda yayınlanmıştır.)