KONFEDERASYON HABERLERİ

MEMUR-SEN VE HAK-İŞ DEĞERLER SENDİKACILIĞI YAPIYOR
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Memur-Sen ve Hak-İş`in Türkiye`nin parlak bir geleceği için mücadele eden iki önemli sivil toplum kuruluşu olduğunu söyledi. Hak-İş Konfederasyon`un 37. kuruluş yılı kutlama programında konuşan, Gündoğdu, çalışma hayatına yönelik kazanımların elde edilmesinin yanı sıra Türkiye`nin demokratikleşme sürecinde Hak-İş`in önemli bir misyonu yerine getirdiğine dikkat çekti. Gündoğdu, ``Hak-İş Konfederasyonumuzun 37. kuruluş yıldönümünü en içten dileklerimle kutluyor, Genel Başkan Mahmut Arslan`ın şahsında bu geçmişte payı olan herkese teşekkür ediyorum`` dedi. Hak-İş ve Memur-Sen`in Türkiye`nin değerleri ve geleceği adına birçok alanda birlikte hareket ettiğini ifade eden Gündoğdu, Ortak Akıl Mitingleri, Emek Platformu, Filistin mitingleri ile geniş kapsamlı yardım kampanyalarını örnek gösterdi. BİZİM SAFIMIZ MİLLETİN YANI Özelde kamu çalışanlarının özlük haklarını korumak, genelde ise bütün insanlık için sendikacılık yaptıklarını belirten Gündoğdu, bu anlayışlarını hiçbir zaman değişmeyeceğini vurguladı. Sivil toplum kuruluşları ile sendikaların sadece kendilerini ilgilendiren alanlarda sıkışıp kalmamaları gerektiğini anlatan Gündoğdu, söz konusu örgütlerin üstlendikleri sorumluluk gereği her alanda olmaları gerektiğini söyledi. Hak-İş ve Memur-Sen`in yıllardan beri bu anlayış doğrultusunda hareket ettiklerinin altını çizen Gündoğdu şöyle devam etti: ``Sivil topluk kuruluşları, siyasetin tıkandığı yerde, ortak aklın sesi olur, yol gösterirler. Sessiz çoğunluğun sesi olur, haklı taleplerini haykırırlar. Hak-İş ve Memur-Sen bunu defalarca yaptı. Başörtüsü yasağıyla eğitim hakkı engellenen kızlarımızın sesi olarak yaptık. Başındaki örtüsü sebebiyle kamuda çalışma hayatından dışlanan, ayrımcılığa tabi tutulan, en temel hakkı olan seçilme hakkından mahrum bırakılan kadınların gördüğü ayrımcılığa ve şiddete tepki göstererek yaptık.`` Gece bildirileriyle demokrasiyi kesintiye uğratmak isteyenlere ortak akıl mitingleriyle `dur` dediklerini hatırlatan Gündoğdu, sivil iradenin anayasa yapabileceğinden hareketle referandumda, `toplu sözleşmeye de toplumsal sözleşmeye de evet` diyerek o dönemde inşacı bir rol üstlendiklerini kaydetti. Darbecilere ev sahipliği yapan, tarihe ``5`li çete`` olarak geçen oluşumlar gibi millete hiçbir zaman sırt dönmediklerini ifade eden Gündoğdu, ``Safımız her zaman belliydi: Bizim safımız geçmişte de milletin yanıydı, gelecekte de milletin yanı olacak. Bundan da kimsenin şüphesi olmasın`` ifadelerini kullandı. ITUC ve ETUC`UN SORGULANMASI GEREKİYOR!
Ahmet Gündoğdu, Hak-İş`in yanı sıra diğer işçi ve memur konfederasyonlarının da üye olduğu ITUC ve ETUC`a üyelik başvurusunda bulunduklarını ancak beklenmedik bir cevap aldıklarını söyledi. Söz konusu örgütlerin Memur-Sen`i fundamantalistlikle suçladığını ifade eden Gündoğdu, Hak-İş`in dışında diğer konfederasyonların buna itiraz etmemesini manidar bulduğunu söyledi. Gündoğdu, şunları kaydetti: ``Bizimle ilgili görüşleri sorulduğunda, Hak-İş dışındakiler, bizim bu örgütlere alınmamamız için ellerinden geleni yaptı. Bizi, fundamantalistlikle suçlamışlar. Milletin değerlerini referans alan anlayışımız, darbecilere karşı duruşumuz fundamantalistlikse, gururla biz bunu taşımaya devam edeceğiz.`` ITUC ve ETUC`un bu anlayışlarının sorgulanması gerektiğini vurgulayan Gündoğdu, ``Bu iki kuruluşun çok mu demokrat, çok mu özgürlükçü? Hayır. Başvuruları ciddiyetle mi ele alıyorlar; Hayır. Nereden anlıyoruz? Bize gönderdikleri cevap, 2001 yılında vefat eden Kurucu Genel Başkanımız Merhum Mehmet Akif İnan`a hitaben yazılmış!`` diye konuştu. Bu gelişmelere rağmen Memur-Sen`in neden söz konusu örgütlere üye olmak istediğini açıklayan Gündoğdu, şöyle devam etti: ``Hak-İş dışında bu kurumlara üye olan örgütlerin Türkiye hakkındaki yanlı ve yanlış bilgilendirmelerine engel olmak ve ülkemizin hak ettiği şekilde temsil edilmesini sağlamak. Kendi dünya görüşündeki iktidara göre Türkiye hakkında bilgi veren bakış açısının değişmesi gerektiğine inanıyoruz.``
ÇALIŞANINDAN KORKAN BİR ANLAYIŞ OLAMAZ!
Gündemdeki konuların yanı sıra çalışma hayatına ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Gündoğdu, ileri demokrasi yolunda adım atmaya çalışan Türkiye`de kamu çalışanlarının hak ettikleri değeri bulamadıklarını söyledi. Memur-Sen`in girişimleri sonucu toplu sözleşme hakkının alındığını hatırlatan Gündoğdu, kimi kazanımların uygulanması konusunda hükümetin çekimser davrandığına dikkat çekti. Kamu çalışanlarına yönelik grev ve siyaset yasağının devam ettirildiğini belirten Gündoğdu şöyle devam etti: ``Toplu sözleşmeyi aldık; grevsiz haline karşın ağız tadıyla toplu sözleşme yapabildik mi? Hayır. Neden? Demokratik kazanımların hazmedilememesi ve yetki devrinin zor olmasından dolayı. Yıllardır kamu çalışanlarının maaşlarını belirleyen Bakanlar Kurulu, maliye bakanı bu yetkilerini toplu sözleşme masasına devretmekte zorlandı. Ayak diredi. Memura yapılacak kuruşluk zamların, ülkeyi krize sokacağı efsaneleri oluşturulmaya çalışıldı.`` Çalışanından korkan, hak ettiği refah ve zenginliği elde etmesinden rahatsız olan bir anlayışın kabul edilmez olduğunu vurgulayan Gündoğdu, sermayeye sürekli teşvik verilen bir ülkede çalışanlara karşı uygulanan katı uygulamalara anlam veremediğini ifade etti. Yeni yatırımlar ve iş sahaları için sanayicilerin desteklenmesine karşı olmadıklarının altını çizen Gündoğdu, eşit ve adil bir yaklaşım beklediklerini ifade etti. Gündoğdu, sözlerini şöyle tamamladı: ``Çalışanın maaşına yapılan her artış, direkt ekonomiye geri dönüyor. Çarkların dönmesini sağlıyor. Kamu çalışanlarına grev hakkının verilmesi, siyaset yasağının kaldırılması ve sendika üyesi olması engellenen kamu çalışanlarının sendikalı olmasını sağlayacak düzenlemeler yeni anayasada mutlaka yer almalıdır. Yetmez, ama `evet`in sırrı bu idi. Millet olarak, Memur-Sen olarak toplu sözleşmeye, toplumsal sözleşmeye `evet` dedik, siyaset kurumuna düşen de, bunun devamını getirmektir.``
.