KONFEDERASYON HABERLERİ

Milletimizin Kararı İstikrar, Rotası Yeniden Büyük Türkiye
1 Kasım Pazar günü gerçekleşen 26. Dönem Milletvekilliği Genel Seçimi, süreci ve sonuçlarıyla milletimizin yüksek feraseti ve basiretini bir kez daha tescillediği bir zemin olarak siyasi tarihe kaydedilmiştir.
Milletimiz, 1 Kasım seçimleriyle; 7 Haziran`da gerçekleştirilen 25. Dönem Milletvekili Genel Seçimi sonuçlarını, seçenek ve çözüm üretme mevzisi olarak görülmesi gereken siyaset kurumunun değersizleştirilmesine, milletin ve devletin iç ve dış aktörlerce vesayet çemberine alınmasına, milletin ve iradesinin berhavar edilmesine sermaye yapmak isteyenlere izin vermemiş, izin vermeyeceğini ilan etmiştir.
Ülkemizin
7 Haziran seçimlerinden sonra siyasi, ekonomik, sosyolojik ve diplomatik bağlamda
içine çekilip mahkum edilmek istendiği ``kara delikler``, bizzat milletin eliyle
kapatılmış ve bir daha açılmamak üzere mühürlenmiştir.
7
Haziran seçim sonuçlarıyla siyasi aktörlere ``uzlaşma hedefli koalisyon`` davetiyesi gönderen milletimiz; bu
davetiyeyi ``ideolojilerini dayatma``, ``hayırları ile milleti yok sayma`` ve
``sırtını terör örgütlerine yaslama`` merkezli siyaset vizesi olarak kullananlara,
1 Kasım`da önüne konulan demokrasi sandıkları üzerinden kurduğu ``istikrar temelli konsolidasyon`` ile ``verdiğim fırsatın tehdide, sağladığım
imkanın riske dönüştürülmesine izin vermem``
kararını deklare etmiştir.
1
Kasım seçimlerinin sonuçları, , sonuçlara sevinen ve üzülenler kendi
değerlendirmelerini ve bu değerlendirmelere dayalı karar ve uygulamalarını siyasetin
kendi kuralları içerisinde hayata geçirecektir. Bu noktada, her siyasi parti
kendi iç dinamikleri ile birlikte milletin seçim sonucuyla verdiği mesajı da
dikkate almak, yarına dair siyaset
stratejisini, siyasi söylem ve eylemlerini, merkezinde millet ve iradesinin
olduğu bir kurguyla belirlemek sorumluluğuyla hareket etmelidir.
Seçim
süreçlerinde ``seçmen`` sıfatıyla farklı siyasi partilere ve eğilimlere destek
vermek, demokrasinin gereği ve vazgeçilmezi olan ``tercih özgürlüğü`` kapsamında
olup ``ayrışma, kutuplaşma, kamplaşma`` değil bireylerin ``farklı siyasi
partilerde uzlaşma`` tavrıdır. Bu noktada, seçim sürecinde ``seçmen`` sıfatı
üzerinden farklı tercihlerde bulunmak demokratik seçme hakkının gereğidir ve
saygıya muteberdir. Seçim sonuçlarıyla oluşan ``millet iradesine ve oluşacak tek partili hükümet idaresine saygı
göstermek`` de, demokratik olgunluğun, demokrasi kültürünün gereğidir.
1
Kasım Pazar günü ``seçmen`` sıfatıyla farklı tercihlerde bulunma hakkını kullandı:bugünden
itibaren ``millet`` sıfatımızla, ``bir olmak``, ``iri olmak``, ``diri olmak`` duruşuyla farklı tercihlerimize
gözümüzü kapatıp fikri zenginliklerimizle birbirimize gönlümüzü açıp, yakıtı
Çanakkale Ruhu olan kardeşlik gemimiz Türkiye`nin değişmez rotası ``Yeniden
Büyük Türkiye`` yolculuğumuzu huzur içinde, refah içinde, barış ve kardeşlik iklimiyle
sürdürmek için payımıza düşen sorumlulukları yerine getirmeye başlamalıyız. Bu
yolculuğun varış limanı; bütün dünya mazlumları için merhameti kuşanan ``Yeni Türkiye``,
dünyanın bütün zalimlerine isyanı haykıran ``Güçlü Türkiye``, bütün insanlık için
adalet, barış, huzur ve adil paylaşıma dayalı kalkınma ve refah getirecek olan
``Beşten Büyük Dünya`` olmalıdır.
1
Kasım seçimi sonucunda ortaya çıkan tablo, elbette siyaset kulvarının kendi
parametreleri üzerinden bütün siyasi partileri sevindirmemiştir. Ancak, 2
Kasım`dan itibaren herkesi sevindirecek, herkese kazandıracak süreçler ve sonuçlar
için hep birlikte sorumluluk almalı,
istisnasız herkes elini, bedenini taşın altına koymalı, sevincini ya da
üzüntüsünü ``ötekileştirme`` malzemesi yapmaktan kaçınmalıdır.
26.
Dönem Milletvekili Genel Seçimleri, Milletin Meclisinin dört partiden oluştuğu,
icraatlarıyla milletin beklentilerini karşılama sorumluluğunu üstlenecek hükümetin
ise tek partiden oluşacağı bir siyasi
fotoğrafı ortaya koymuştur. Şüphesiz ki; bu sonuç nedenler ve niçinler
üzerinden tartışılacaktır. Ancak,
Memur-Sen olarak; milletimizin,
iradesiyle ürettiği bu sonuçla birlikte ortaya çıkan etkilere ve beklentilere
yönelik bazı ön hatırlatmaları ve gözlemleri ifade etmek milletimizin ve kamu
görevlilerinin sendikal zemindeki yetkili sivil toplum örgütü olmamızın
yüklediği bir sorumluluktur.
Bu
noktada, Milletimiz 1 Kasım seçimleriyle;
``Etnik temele, dini söylemlere dayalı
ayırımı yapılmadan her tür terörün, bütün terör örgütlerinin, terörü
destekleyenlerin, terörü besleyen ve terörden beslenenlerin`` karşısında
olduğunu ve terör bitene, silahlar teslim edilene kadar terörle mücadeleye
devam edilmesi yönündeki tutarlığını,
``Türkiye`nin egemenlik alanı elbette
sınır çizgileridir. Ancak, mazlumla ilgilenme, mağdura destek verme, mahzuna
omuz vermede sınır çizgilerimiz değil gönül zenginliğimiz, medeniyet
değerlerimiz belirleyicidir.`` duruşundaki
kararlılığını,
`` Türkiye`deki seçim süreci ve
sonuçlarının, en az Türkiye kadar Filistin`i, Arakanı, Doğu Türkistan`ı, Suriye
ve Mısır`ı, Bosna, Kosova, Makedonya`yı, medeniyet havzamızı ve bütün mazlum
coğrafyaları da ilgilendirdiğinin ve etkilediğinin bilincindeyiz. İrademizle
şekillendirdiğimiz Meclis ve oluşacak hükümet,
icraatlarıyla sadece bize ve devletimize değil biz`in parçası
olan,biz`de hakkı olan, biz`le hukuku olan, biz`den beklentisi ve umudu olan
herkese hizmet etmelidir`` diğergamlığını,
``Anadolu
coğrafyası medeniyet havzamızın merkezidir. Bu topraklar sahip olduğu insani
değerlerle, tarihsel birikimiyle, insanımız özgüveni ve hakikatle bağını
yeniden tesis etme iradesiyle, mevcut
duruma yansıtacağı fikri ve fiili üretim kapasitesiyle bölgesinin lideri,
küresel rekabetin öncüsü Türkiye hedefine`` odaklanmışlığını,
``Siyaset,
milletin takdiriyle, milletin tercihiyle şekillenir. Vesayetin de
vesayetçilerin de, ne bugünümüzde ne yarınımızda yeri yoktur. İrademize ket vurmak
isteyenleri de, seçtiğimiz idareye vesayet uygulamaya yeltenenleri de biliriz.
İrademizin vesayete alınmasına, Türkiye`nin kaosa sürüklenmesine,
medeniyetimizle ve değerlerimizle bağımızın sona erdirilmesine izin vermeyiz`` misyonunu,
``Türkiye, demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla
hayat bulduğu, demokratik hukuk devletinin bütün zeminlere hakim olduğu, sosyal
devletin gelir dağılımında adaleti sağlama aracı olarak kullanıldığı bir
siyasal sistemi ve istikrar zeminiyle; milleti ve devletiyle siyasetten,
ekonomiye, eğitimden, diplomasiye, kültürden, teknolojiye her alanda dünya
liginin zirvesinde olmalıdır`` vizyonunu ortaya
koymuştur.
Bugünden
itibaren, milletin iktidara taşıdığı siyasi partiye ve siyasi liderlere,
milletin muhalefet sorumluluğu yüklediği siyasi partilere ve siyasi aktörlere
düşen; terörle, vesayetle, devleti kendi mülküne çevirmekle iştigal edenler
istisna olmak üzere herkesi kucaklamak, herkesle kucaklaşmaktır. Kamu
görevlilerinin emeğini daha değerli kılma, ekmeğini daha da artırma çabasını
kuşanmaktır. Cuma Namazı için izin süresinin arttırılması, sözleşmeli ve
4/C`lilerin kadroya geçişi, ek gösterge adaletsizliklerinin düzeltilmesi,
silahlı kuvvetler ve emniyet bünyesindeki sivil memurların mağduriyetlerinin giderilmesi
başta olmak üzere 3.Dönem Toplu Sözleşmenin içeriğinde yer alan çalışma
konularındaki uzlaşmayı kazananıma dönüştürmektir. Demokratik hukuk devleti
noktasında sırtımızda kambur olan kamu görevlilerine yönelik grev ve siyaset
yasaklarını sona erdirmektir. Yeniden
Büyük Türkiye`nin yol haritası olacak Yeni Anayasa için ter akıtmak, uzlaşma
oluşturmaktır. Türkiye`nin dünya devler liginde olmasını sağlayacak ekonomik
büyümeyi gerçekleştirmektir. Terörlü mücadeleyi kararlılıkla sürdürmek, terör
batağına çekilmek istenen gençlere yeni ufuklar göstererek, yeni umutlar
vererek milletine ve devletine hizmet yoluna davet etmektir. Türkiye`yi
çözümlerle buluşturmak, buzdolabına konan Çözüm Sürecini, doğru muhataplarla
beklenen sonuca ulaştırmaktır. Suriye`deki vahşeti, Mısır`daki cinneti
bitirecek ulusalüstü diplomasi ataklarını başlatmaktır. Filistin`i zulümden,
Mescid-i Aksa`yı işgalden kurtaracak uluslararası aklı ve insani ahlakı
oluşturmaktır.
Bu
düşüncelerle, Memur-Sen olarak 26. Dönem milletvekili seçimleri sonucunda millet
iradesiyle oluşan TBMM`nin ve kurulacak hükümetin, 1 Kasım seçimlerinde MİLLETİMİZİN; İSTİKLALİNE EL SÜRDÜRMEMEK, İSTİKRARI SÜRDÜRMEK,
İSTİKBALİ OLARAK GÖRDÜĞÜ ``YENİDEN BÜYÜK TÜRKİYE`` YOLCULUĞUNU SÜRDÜRMEK KARARI
doğrultusundaki icraatlarına, ``Yeniden Büyük Türkiye`` ve ``Adil Dünya`` inşası hedefi doğrultusunda her türlü katkıyı
vereceğimizi milletimize, medeniyet havzamızdaki kardeşlerimize, dünya mazlum
ve mahzunlarına saygı ve hürmetle arz ederiz.