KONFEDERASYON HABERLERİ

Yalçın: `Akif İnan Bir İman ve Aksiyon Adamıdır`
Başakşehir Belediyesi ile Eğitim-Bir-Sen Başakşehir ilçe temsilciliğinin ortaklaşa düzenlediği ‘İnanmış Bir Adam Akif İnan` programı İstanbul`da gerçekleştirildi.
Emin Saraç Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen etkinliğe Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Levent Uslu, Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, Yazar Asım Gültekin, Yazar Ali Haydar Haksal, Şair Şaban Abak ile Şair-Yazar Arfik Altınbaş katıldı.
TÜRKİYE’NİN DÖRT BİR YANINDA AKİF İNAN ANILIYOR
Programda konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Bugün Yedi Güzel Adam’dan ahirete intikal etmiş olanların hiçbirine nasip olmayan bir şekilde Türkiye’nin dört bir yanında Mehmet Akif İnan anılmakta, düşünceleri ve eserleri anlaşılmaya çalışılmakta, mücadeleci yönü irdelenmektedir. Bu ayrıcalıklı durum, Mehmet Akif İnan’ın bir düşünce adamı olmanın ötesinde bizzat sahaya inerek düşüncesini örgüt çatısı altında somut varlığa dönüştürmüş ve eyleme dökmüş olması dolayısıyladır. Türkiye’de Mehmet Akif İnan’ın öncülerinin, çağdaşlarının ve ardıllarının ortaya koyduğu düşünce doğrultusunda en etkili temsili yerine getiren Memur-Sen’i ve Eğitim-Bir-Sen kurmuş olması Mehmet Akif İnan’ı bir başka boyuta taşımıştır” dedi.
VEREN EL OLMALIYIZ
Mehmet Akif İnan’ın hep veren el olarak tanındığının altını çizen Yalçın, “Veren el olmak Hazret-i Peygamberimizin bir buyruğudur, bunun yanında, aynı zamanda da bir kültürdür. Bu kültür, Türkiye’de batıdan doğuya doğru gidildikçe artar, doğudan batıya doğru gidildikçe azalır. Urfa’nın geleneksel kültürü Mehmet Akif İnan’ı yerli bir aydın olarak donatmıştır. Kimliğini, kişiliğini Üstad Nuri Pakdil’in “Akif İnan ağa adamdır” ifadesinde ortaya koyduğu müstağni, mahviyetkar, diğerkâm, veren el şeklinde biçimlendirmiştir” şeklinde konuştu.
YALÇIN, AKİF İNAN’IN SENDİKACILIĞINI ANLATTI
Mehmet Akif İnan’ın ilk sendika deneyiminin Türkiye Taşıt İşverenleri Sendikası’nda eğitim uzmanı olarak çalıştığı 1969-1972 yıllarına dayandığını ifade eden Yalçın, “1959’da liseyi bitiren Mehmet Akif İnan, 1959’da kaydolduğu Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nden yine Nuri Pakdil’in ısrarlarıyla 1972 yılında mezun olmuştur. 13 yıl süren bir üniversite tahsili. Bu süreçte Hilal Yayınları Müessese Müdürlüğü, Türk Ocağı Kütüphane Müdürlüğü, Merkez Müdürlüğü ve ardından Türkiye Taşıt İşverenleri Sendikası’nda eğitim uzmanlığı yapmıştır. Akif İnan’ın öğretmenliğe başlamadan önceki işi sendikacılıktır. 1972 yılından itibaren de sırasıyla Uşak İmam-Hatip Lisesi, Gazi Eğitim Enstitüsü ve vefatına kadar da Ankara Fen Lisesi’nde edebiyat öğretmenliği yapmıştır. Mehmet Akif İnan, alanının teorisini anlatan bir edebiyat öğretmeni değildir. Türkiye’de edebiyat akademisyenlerinin ve edebiyat öğretmenlerinin büyük çoğunluğu esersizdir. Mehmet Akif İnan, kendi edebi anlayışı çerçevesinde şiir ve nesir olmak üzere eser vermiş üretken, aynı zamanda medeniyet değerleri bağlamında mesleğinin öneminin farkında olarak mesleğinin çilesini çekmiş bir edebiyat öğretmenidir. İnan, bir öğretmen, bir kamu çalışanı, bir Müslüman aydın olarak; hem eğitim çalışanlarının sendika çatısı altında sosyal ve ekonomik gelişimlerine katkıda bulunma, hem de ait olduğu medeniyet değerlerinin yeni ortaya çıkan bir hizmet alanında temsil edilmesi bakımından önce 14 Şubat 1992 tarihinde Eğitim-Bir-Sen’i, ardından da 9 Haziran 1995’te Memur-Sen Konfederasyonu’nu kurarak vefatına kadar Genel Başkanlığını yürütmüştür” dedi.
“AKİF İNAN SENDİKACILIĞINDA KIRMAK DÖKMEK YOKTUR”
Yalçın, Mehmet Akif İnan’ın sendikacılığının dikkat çekici noktaları onun kişilik özelliklerinde gizlidir. Akif İnan’ın sendikacılığında yapılan işlerin, söylenen sözlerin zamanı, üslubu büyük önem taşımaktadır. Hak etmeden, sorumlulukları yerine getirmeden hiçbir haktan bahsetmemek, iş ahlakını her zaman korumak, yapılan işte en iyiyi meydana getirmek ve bunun karşılığında hakkını mutlaka örgütlü bir mücadele içinde almak Mehmet Akif İnan’ın sendikacılığının genel çerçevesini çizmektedir” şeklinde konuştu.
“Mehmet Akif İnan’ın sendikacılığında kırmak, dökmek, başkalarına zarar vermek ve zarar görmek öngörülmemiştir” diyen Yalçın, “ Sendikal mücadelede öncelikle sorun tespit edilmiş, sorunun boyutu, mahiyeti çizilmiş, çözüm önerileri belirlenmiş ve bu çözüm önerilerinin hayata geçirilebilmesi için örgütlü gücün imkânları devreye sokulmuştur. Bunun için takip edilen metot şöyle gerçekleşmiştir: Önce tespit edilen sorun ve çözüm önerileriyle sorunu çözecek siyasal ya da bürokratik makam ziyaret edilerek talepte bulunulmuştur. Sonuç alınamazsa sorun ve çözümü, basın bildirisi, kitlesel basın açıklaması, panel, seminer konferans, imza kampanyaları, anketler, destek arama ziyaretleri, afiş, siyah çelenk gibi biçimlerde kamuoyuyla paylaşılmış, yine sonuç alınamazsa sokağa dökülme yolu tercih edilmiştir. Mehmet Akif İnan, zihni bir devrim gerçekleştirerek hak arama bilinci oluşturmuş, insanları haklarını aramanın bir erdem olduğu düşüncesine ulaştırmıştır” dedi.
“İNAN, SENDİKACILIĞI İDEOLOJİK ARENADAN KURTARMIŞTIR”
Mehmet Akif İnan’ın sendikacılığının, “kimseye dayanmadan kendi ayakları üzerine var olma ilkesine bağlı bir sendikacılık” olduğunu vurgulayan Yalçın, “Bu sendikacılık kendisini hiçbir siyasal ve ideolojik yaklaşımın kanatları altına sokmamıştır; kendi dinamizmini kendisi oluşturmuştur. Mehmet Akif İnan, sendikacılığı ideolojik arenadan kurtarmıştır. Eğitim-Bir-Sen’in duruşundan mülhem, bütün sendikalar kendi anlayışlarını sorgulama ihtiyacı duymuşlardır. Bu manada Mehmet Akif İnan, diğer sendikaların da öğretmenliğini üstlenmiştir. İdeolojik sol sendikalar ideolojik görüntülerini törpülemişlerdir. Siyasi partilerle ilişkiler noktasında çizilen net çizgiler diğer sendikalar için de uyarıcı olmuştur.
“AKİF İNAN BİR MÜTEFEKKİRDİR”
“Mehmet Akif İnan bir şairdir” diyen Yalçın, “Akif İnan, şiirde geleneği geleceğe taşıyan bir anlayışın temsilcisi olmuştur. Edebi anlayışının belirgin vasfı geleceğin köklerini maziye bağlama çabasıdır. O, bu anlayışını sendikal duruşuna da taşımıştır. Onun sendikacılığının kökeninde ahilik teşkilatının izleri vardır. Mehmet Akif İnan’ın şair duyarlılığı aynı zamanda kendisini sendikal metinlerde de hissettirmiştir. Mehmet Akif İnan, bir mütefekkirdir. Geleneğin donattığı düşüncesini, sendikal jargonla yoğurarak Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen’in hafızasına sokmuş, geniş bir kitlenin yararlandığı bir birikimi meydana getirmiştir. Mehmet Akif İnan’ın mütefekkir yönü ve bu alandaki yetisiyle sendikal öncülüğü Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen’in sağlam bir zeminde yükselmesine imkân sağlamıştır.”
Gecede Mehmet Akif İnan’ın şiirleri de seslendirildi. Ünlü şair İbrahim Sadri, Akif İnan’ın ‘Mesci-i Aksa, Ey Beyaz Ela’ gibi şiirlerini kendine has üslubuyla seslendirdi.